Ana içeriğe atla

NETFLİX'den OKJA


Uzun süredir film sektöründe oldukça tartışmalara yol açan bir Netflix filmiyle karşınızdayıııım :) Sinema dünyasına damga vuran, televizyonda veya internette film gibi adlarla geçen Netflix son zamanlarda adından oldukça söz ettiriyor. Böylesi güzel bir aile filminin de bu ortamda yayınlanması hoşuma gitmedi değil açıkçası.

Cannes'da altı ödül ve Altın Palmiye'de de bir adaylığı bulunan (Bu yüzden bir çok tartışmaya yol açan) Okja'yı inceleyelim biraz ha ne dersiniz?

MİJA AND OKJA


Yönetmenliğini Güney Kore sinemasının en önemli üç yönetmeninden olan Joon-ho Bong üstlenmektedir. Diğer önemli iki yönetmenimizde tabiki Kim ki Duk ve Chan woon Park..

Bilim kurgu/drama türünde olan Okja yer yer güldürüp yer yer ağlattıracak düzeyde.

Mirando Şirketi kendisini GDO'dan uzak, sağlıklı bir şirket olduğu üzerine reklam yapmakla mevcut..
Genetiklerine zarar vermeme uğruna, aynı zamanda incelenmesi üzerine; 26 tane domuzu farklı ülkelerdeki çiftçilere dağıtarak, kontrolünü sağlamaktadır. Peki Mirando'nun niyeti cidden iyi midir?

MİRANDO


Başrolümüzdeki Okja bu domuzlardan biridir.

Film ilk yarım saat nerdeyse Mija ve Okja arasında geçen bağı izliyoruz. Daha sonradan olacaklar için yönetmen bu sahneleri oldukça güzel işlemiş. Okja'nın Mija'ı kurtarmak için kendini riske atması, Mija'nın onun dişlerini fırçalaması; birlikte sürekli ormanda dolaşarak, eğlenerek, hatta uyuyarak geçirmesi oldukça etkileyici.
Aslında aile hayatını gösteren; dedesi ile birlikte yaşayan torunu Mija, Okja ile ilgilenen, büyütendir.


Daha sonra Mirando Şirketi'nin aktif bir şekilde tekrar filme dahil olması ve Okja'yı New York'a geri götürme isteği ve işlevi üzerine film hararetlenir.
Başlarda bir o kadar durağan olmasına rağmen sevimliliğiyle kendini izleten Mija ve Okja bu sahnelerde tam olarak heyecanı hat safhada hissettiyor.

Olaya bir de kim müdahil olsaydı beğenirdiniz?
Tabiki Hayvanseverler Derneği (ALF). Onları görmemek çok ağır olurdu. Hayvansever Derneği'nin üyelerinin mezbaha kapatılan hayvanlar veya laboratuvarda zarar verilerek incelemeye alınmış hayvanlar için bağlılıklarıyla hareketlenen operasyonları var. The Walking Dead'in iyi adamı Gleen, The 100'ün her sezonunda farklılaşan Jasper'ı ve Abduction filminin Lilly'sini görmek ayrı bir mutlu ediyor insanı.

STEVE YEUN AND LİLLY COLINS


Kapitalizme karşı olan filmde, et sektörünün; insanlarının para uğruna ne canlara kıyıp, neler yapabileceği üzerinde duruyor. Nancy Mirando'nun sonunda "İnsanlar her şeyi unuturlar, önemli olan ucuz et" demesi de ayrı mesaj içerikli bir cümlesi.

Aynı zamanda Mija'nın bitmek bilmeyen cesaret ve hırsıyla Okja'a olan bağını ortaya koyması da insanı pek bir etkiliyor açıkçası. Böylesi Güney Kore filminde bu denli ingilizce konuşan kaliteli oyuncuların oynatılması da film bütçesini epey bir etkilemiş gözüküyor. Aynı zamanda bu kadar İngilizce konuşan oyuncuların arasında başrolde Koreli bir küçük kızın olması da filmin diğer bir güzel yanlarından.

Sizin yorumunuz nedir peki? :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

the 100 2. SEZON İNCELEMESİ

        MERHABA ARKADAŞLAAAR        Bir önceki yayınımda yeni başladığım bir dizinin ilk sezonunun incelemesini yapmıştım. 2 gün gibi bir sürede de 2. sezonu (16 Bölüm)  bitirmiş bulunmaktayım. Bazı şeyleri öğrenme uğruna insanları denek olarak kullanır mısınız? Kendi bir grup halkınızı kurtarmak için 500 tane masum veya vahşi insanın canına kıyar mısınız?   Bir savaşta olduğunuzu düşünelim kalbinizle mi aklınızla mı hareket edersiniz? Güvendiğimiz insanlar güvenimizi kırarlar mı? Düşmanla ittifak kurmak ne kadar sağlıklı?          Bu soruları ve cevapları sık sık duyacağımız bir 2. sezona hazır olmalısınız...         1. sezonda ne olursa olsun öldürmeyen bir Ark halkı bir anda 2. sezonda cinayetlerin ortasına düşüyor resmen. Hiç beklemediğimiz insanlardan beklenmedik hareketlere şahit oluyoruz. Acaba bu kısmı biraz Game of Thrones'a benzetebilir miyiz? Yaşı küçük olmasına rağmen önder koltuğuna oturan bir Clarke . Her dediği yapılan

the 100 1. SEZON İNCELEMESİ

        MERHABA ARKADAŞLAR         Size yeni başladığım bir bilimkurgu-fantastik türünde bir diziden bahsedeceğim. The 100..         97 yıl önce Dünya'da yaşanan bir nükleer kıyamet bütün medeniyetleri çökertiyor, Dünyanın bir kısmını bitiriyor. Tek kurtulanlar 12 uluslar arası uzay istasyonunda yaşayan 400 kişi ama daha sonra bu 400 kişi 3 kuşak uzayda kalarak sayıları 4000'i buluyor. Ve hiç şaşırmayacağımız bir şeyle karşılaşıyoruz ki tabi ki o 4000 kişinin başkanı Amerika :) Buradaki insanların tek amacı hayatta kalmaktır ve burada idamla cezalandırılabilecek derecede kurallar vardır.         Konsey genç yaşlardan oluşan 100 tutukluyu Dünya'nın yaşanabilir bir yer olup olmadığını anlamak için Dünya'ya gönderir. Bu 100 kişiden sağlıktan anlayan Clarke(Eliza Taylor) , başkanın oğlu Wells(Eli Goree) , Astronot, tez canlı Finn(Thomas McDonall) ve kardeşler Bellamy(Bob Marley) ve Octavia(Maria Avgeropoulos). Ama Dünyada beklemedikleri olaylarla karşılaşırl

OLDBOY-İHTİYAR DELİKANLI FİLM ANALİZİ(IMDb 8.4/10)

Film sizi rahatsız edici bir boyutta olabilir? Nefret mi edeceksiniz? Yoksa sevecek misiniz? .. Oldboy, yönetmenliğini Park Chan-wook'un yaptığı; başrollerinde Min-Sik choi, Yoo Jie-tae ve Hye-jeong Kang’ın  mükemmel performans gösterdiği bir 2003 filmidir. Chan-woon kaliteli intikam senaryolarıyla dizili filmleriyle tanınmış ünlü bir yönetmendir. Aslında bu filmde 3'lü serisinden biridir ancak serideki filmlerinin birbirleriyle pek alakası yoktur, yani filmi izlerken ihtiyaç duyacağınız başka olaylar veya karakterler olmayacaktır. Quentin Tarantino yönetmen Chan Wook Park’ın çok büyük bir hayranı ve İhtiyar Delikanlı Tarantino’nun jüri başkanlığı yaptığı Cannes Film Festivali’nde Jüri özel ödülü olan Grand Prix’i aldı. Bu filmi yazmak için uzun zamandır düşünüyorum. O kadar yoğun kurgusu var ki size nasıl aktarayım diye derin düşüncelerin içerisindeyim. Tuttuğum notlar sayfa sayfa... Size içimdekileri tam anlamıyla ifade edebilecek miyim? Bol spoiler vermek zorunday