MERHABA ARKADAŞLAR
Size yeni başladığım bir bilimkurgu-fantastik türünde bir diziden bahsedeceğim. The 100..
97 yıl önce Dünya'da yaşanan bir nükleer kıyamet bütün medeniyetleri çökertiyor, Dünyanın bir kısmını bitiriyor. Tek kurtulanlar 12 uluslar arası uzay istasyonunda yaşayan 400 kişi ama daha sonra bu 400 kişi 3 kuşak uzayda kalarak sayıları 4000'i buluyor. Ve hiç şaşırmayacağımız bir şeyle karşılaşıyoruz ki tabi ki o 4000 kişinin başkanı Amerika :) Buradaki insanların tek amacı hayatta kalmaktır ve burada idamla cezalandırılabilecek derecede kurallar vardır.
Konsey genç yaşlardan oluşan 100 tutukluyu Dünya'nın yaşanabilir bir yer olup olmadığını anlamak için Dünya'ya gönderir. Bu 100 kişiden sağlıktan anlayan Clarke(Eliza Taylor), başkanın oğlu Wells(Eli Goree), Astronot, tez canlı Finn(Thomas McDonall) ve kardeşler Bellamy(Bob Marley) ve Octavia(Maria Avgeropoulos). Ama Dünyada beklemedikleri olaylarla karşılaşırlar. Dünyalılar, Biçiciler, Dağ Adamlar vs..
Dizinin türü pek de alışageldiğimiz bir tür değil yani bilimkurgu dizileri arasında iyi bir yere sahip. Kurgusu mükemmel oyuncu seviyeleriyle çok güzel işlenmiş vaziyette. Sınıfsal arası psikolojik çatışmalar güzel yansıtılmış fakat dizide şöyle bir nokta var ki derine inmeden üstten anlatıyor bir çok şeyi. Heyecanınız kaçmasın dizi için basit demiyorum ama çok da farklı anlamlar arayamıyorsun merak ettiğiniz bir şey olunca çok fazla zaman geçmeden onu öğrenme imkanımız oluyor. Böyle olması çok daha mantıklı en azından dizinin sizi tatmin etmesini sağlamak izlenebilirliği de etkiliyor. Dizi çok güzel işlenmiş; liderlik çatışmaları, arkadaşlık ilişkileri, düşman olan insanlar, aşk hayatları ... Benim en fazla izleme sebebim Bellamy kesinlikle dizinin hakkını veren bir oyuncu. Bu dizi sırf 1. sezon finali için bile izlenir arkadaşlar o kadarını söylüyorum. Bakalım 2. sezonda neler oluyor. Yorumlarınızı bekliyorum :)
Yorumlar
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi bekliyorum :)